İş kazası Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 13. maddesinde tanımlanmıştır. Bu tanıma göre İş kazası;
meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hale getiren olaylara denilmektedir.
İşçinin ölümü veya yaralanması ile sonuçlanan iş kazası neticesinde işverenlerin tazminat sorumluluğu bulunmaktadır. Bu kapsamda iş kazası geçiren işçiler, iş kazası nedeniyle uğramış oldukları zararın tazminini işverenden iş kazası davası yoluyla talep etme hak ve imkanına sahiptir.
6098 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi genel zamanaşımı süresini düzenlemektedir. İşbu düzenleme "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir." şeklindedir. İş kazası neticesinde açılacak tazminat davaları 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir.
Ancak haksız fiil oluşturan bir eylem aynı zamanda Türk Ceza Kanunu'na göre suç da sayılabilmektedir. Bu durumlarda ceza zamanaşımı ile dava zamanaşımı süresi farklı olabilmektedir. Tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır. Haksız fiil dolayısıyla zarar gören bakımından bir borç doğmuşsa zarar gören, haksız fiilden doğan tazminat istemi zamanaşımına uğramış olsa bile, her zaman bu borcu ifadan kaçınabilir. (Ceza zamanaşımı dava zamanaşımından daha kısa bir süre olarak belirlenmişse dava zamanaşımı süresi uygulanacaktır)
İş kazası neticesinde meydana gelen maddi zararlara karşılık, zarar görenlerin talep edebileceği bir takım giderler bulunmaktadır. Bu giderler;
Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.
Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler. Tazminatın irat biçiminde ödenmesine hükmedilirse, borçlu güvence göstermekle yükümlüdür.
Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir.
Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz. Bu Kanun hükümleri, her türlü idari eylem ve işlemler ile idarenin sorumlu olduğu diğer sebeplerin yol açtığı vücut bütünlüğünün kısmen veya tamamen yitirilmesine ya da kişinin ölümüne bağlı zararlara ilişkin istem ve davalarda da uygulanır
İş kazası davasındandan kaynaklanan tazminat davalarında tazminat hesabı, uzman bilirkişiler tarafından yapılmaktadır. Maddi tazminatın hesaplanmasında, kaza geçiren işçinin yaşı, almakta olduğu ücret, muhtemel yaşam süresi, maluliyet oranı, tarafların iş kazasına ilişkin kusur durumu gibi kriterler dikkate alınmaktadır. Dolasıyla iş kazası tazminat hesaplamaları her bir kişi için ayrı olup sonucunda farklı miktarlarda maddi tazminat belirlenmektedir. Her bir kriter dikkate alınarak teknik bilgi ve hesaplama yapılarak tazminat hesaplanmaktadır.
Bildirilen iş kazası Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından iş kazası olarak nitelendirilmemişse İş Kazasının Tespiti Davası açılabilmektedir.
İş hukuku, çalışma alanında işçi ve işveren haklarını düzenleyen mevzuatlar bütünüdür. Gerek işçi haklarının korunması, gerekse işveren haklarının korunması, iş hukuku kapsamında amaçlanmaktadır. İş hukuku, çalışma faaliyetlerinin yasalar çerçevesinde işleyişi açısından bağlayıcı bir unsurdur. İşverenin işçiye veya işçinin işverene karşı sorumluluklarının olduğu düşünülürse, tarafların bu sorumluluklardan doğan ihtilaflara düşmesi son derece normaldir. Bu anlaşmazlıkların en aza indirilmesi ancak iş hukuku tüzüklerine uygun davranılması ile sağlanabilir.
Samsun İş Kazası Davaları, Samsun mahkemelerinde görülen ve iş hukukundan kaynaklanan davalara denilmektedir. Samsun İş Kazası Avukatı ise İş Hukuku Davalarında faaliyet göstermekte olan avukatlara denilmektedir.