Tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi demektir. Tüketici işlemi ise mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi anlamına gelmektedir. Tüketici Mahkemesi tüketicilerin taraf olduğu davalara bakmakla görevli olan özel nitelikte, ilk derece mahkemesidir. Tüketici Mahkemesi'nin bulunmadığı yerlerde Asliye Hukuk Mahkemesi Tüketici Mahkemesi sıfatıyla davalara bakmakla görevli mahkemedir. Göreve ilişkin düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olduğu için davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Tüketici hukuku, tüketici hakları konusunda düzenlemeler yapan bir hukuk dalıdır. Tüketici hukukunun düzenlemeleri arasında, tüketicinin haklarının ihlal edildiği veya eksik verildiği tüm konular ve bu durumlarda uygulanacak usuller bulunmaktadır. Tüketici Kanunun amacı; kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konulardaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmeleri teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir.
Tüketici hukukunun kapsamı, genel olarak tüketici hakları ile ilgili tüm konulardır. Tüketici hukukunun kapsamı, tüketiciyi koruma kanununda şu şekilde belirtilmiştir; Tüketicinin sağlık ve güvenliğini korumak Ekonomik çıkarlarını korumak Zararlarını tazmin etmek Çevresel tehlikelerden korumak Tüketicinin bilinçlenmesini ve aydınlanmasını sağlamak Tüketici hukuku, tüketicinin satın aldığı ürün ve hizmetlerle ilgili oluşacak tüm uyuşmazlıkların çözüm yollarını da kapsamaktadır. Bu kapsamda; tüketiciye ve satıcıya düşen görevler, alım satım sözleşmeleri, taksitli satış ve tüketici kredileri gibi birçok konu, tüketici hukukunun kapsamına girmektedir.Tüketicinin korunması hakkındaki kanun gereğince, il ve bazı ilçe merkezlerinde en az bir adet tüketici hakem heyeti oluşturma zorunluluğu bulunmaktadır. Tüketici hakem heyetinin görevi, tüketici işlemlerinden ya da tüketiciye yapılmış olan uygulamalardan kaynaklanan uyuşmazlıkların çözülmesidir. Tüketici hakem heyetlerine başvuru, şahsen veya vekil tayin edilen avukat tarafından posta yolu, elden ya da e-Devlet üzerinden yapılabilmektedir. Heyete yapılacak sözlü başvurular kabul edilmemektedir. Başvuru dilekçesi ile birlikte varsa deliller de heyete teslim edilmelidir.
Tüketici hakem heyetine başvurular, tüketicinin yerleşim yerinin bulunduğu veya tüketici işleminin yapıldığı yerdeki tüketici hakem heyetine yapılabilir. İlçede Tüketici Hakem Heyetinin kurulmamış olması halinde tüketiciler o ilçe kaymakamlığına başvuru yapabilir. Yapılan bu başvurular, kaymakamlıklarca gereği yapılmak üzere Bakanlıkça belirlenen yetkili Tüketici Hakem Heyetine intikal ettirilir. İl Tüketici Hakem Heyetleri il sınırları içinde, İlçe Tüketici Hakem Heyetleri ise ilçe sınırları içinde yetkilidir.
Tüketici Hakem Heyeti kurulmayan ilçelerde Bakanlıkça o ilçe için belirlenen Tüketici Hakem Heyeti yetkilidir.
İl ve ilçe tüketici hakem heyetinin verdiği kararlar tarafları bağlar. Taraflar, tüketici hakem heyetinin kararlarına karşı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde tüketici hakem heyetinin bulunduğu yerdeki tüketici mahkemesine itiraz edebilir. İtiraz, tüketici hakem heyeti kararının icrasını durdurmaz. Ancak talep edilmesi şartıyla hâkim, tüketici hakem heyeti kararının icrasını tedbir yoluyla durdurabilir. Tüketici hakem heyetlerince vekâlet ücreti ödenmesine karar verilemez. İtiraz olunan kararın, esas yönünden kanuna uygun olup da, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmiş olmasından dolayı itirazın kabul edilmesi gerektiği veya kanuna uymayan husus hakkında yeniden yargılamayı gerektirmediği takdirde tüketici mahkemesi evrak üzerinde, kararı değiştirerek veya düzelterek onama kararı verebilir. Tarafların kimliklerine, ticari unvanlarına ait yanlışlıklarla, yazı, hesap veya diğer açık ifade yanlışlıkları hakkında da bu hüküm uygulanır. Karar, usule ve kanuna uygun olup da gösterilen gerekçe doğru bulunmazsa, gerekçe değiştirilerek veya düzeltilerek onanır. Tüketici hakem heyeti kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine tüketici mahkemesinin vereceği karar kesindir. Tüketici hakem heyetlerinin tüketici lehine verdiği kararlara karşı açılan itiraz davalarında, kararın iptali durumunda tüketici aleyhine, avukatlık asgari ücret tarifesine göre nisbi tarife üzerinden vekâlet ücretine hükmedilir
Tüketici mahkemesinde her uyuşmazlık için dava açılamaz. Uyuşmazlığın belirli bir parasal sınırı aşması gerekir. Yukarıda Tüketici Hakem Heyetleri'nin yetkisi altında bulunan uyuşmazlık sınırları belirlenmiştir. Uyuşmazlıklar bu parasal sınırlarının üzerindeyse Tüketici Mahkemesi'nde dava yoluna başvurulabilecektir. Uyuşmazlık tüketici mahkemesinin görev sınırlarının altındaysa öncelikle tüketici hakem heyetine başvurulmalıdır. Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir. Mahkemenin görev alanına ayrıca; eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet ve bankacılık ile alım satım sözleşmeleri de girmektedir. Tüketici mahkemelerinde görülen çoğu tüketici hukuku davası, delillerin toplanması ve ispatı gibi konuları gerektirdiğinden, hukuki destek alınmasını gerektirebilmektedir. Tüketici mahkemeleri nezdinde Bakanlık, tüketiciler ve tüketici örgütleri tarafından açılan davalar 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununda düzenlenen harçlardan muaftır.
Tüketici mahkemesinin görevi konusundaki parasal sınırlar ve usuller 6502 sayılı yasanın 68. maddesinin verdiği yetkiyle çıkarılan tebliğlerle her yıl yenilenmektedir. Tüketici mahkemelerinin baktığı tüketici davaları oldukça fazla başlıkta gerçekleşmektedir. Bu davalardan bazıları şu şekilde sıralanmaktadır; -Ayıplı hizmet ya da ayıplı mal gibi konulardan kaynaklanan davalar
-Abonelik sözleşmelerinden kaynaklanan davalar
-Paket tur ve tatil sözleşmelerinden kaynaklanan davalar
-Sigorta sözleşmelerinden kaynaklanan davalar
-Kredi ve kredi kartlarından kaynaklanan davalar
-Tüketici işlemlerinden kaynaklı tapu ile ilgili davalar
-Promosyon başlıklı davalar
-Tüketici mahkemeleri bu davalara bakmadan önce, arabuluculuk müessesini zorunlu kılmaktadır.
Tüketici mahkemelerinde görülen uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak düzenlenmiştir. Ancak bazı uyuşmazlıklarda dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümler uygulanmaz. Bu uyuşmazlıklar -Tüketici hakem heyetinin görevi kapsamında olan uyuşmazlıklar
-Tüketici hakem heyeti kararlarına yapılan itirazlar
-Tüketici örgütleri, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile Bakanlık; haksız ticari uygulamalar ve ticari reklamlara ilişkin hükümler dışında, genel olarak tüketicileri ilgilendiren ve bu Kanuna aykırı bir durumun doğma tehlikesi olan hâllerde bunun önlenmesine veya durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı alınması veya hukuka aykırı durumun tespiti, önlenmesi veya durdurulması amacıyla tüketici mahkemelerinde açılan davalar
- 74 üncü maddede belirtilen üretimin veya satışın durdurulması ve malın toplatılması ile ilgili davalar
- Tüketici işlemi mahiyetinde olan ve taşınmazın aynından doğan uyuşmazlıklar Tüketici Mahkemesi'nde Açılacak Davalarda Yetkili Mahkeme Tüketici Mahkemesi'nde açılacak davalarda yetkili mahkeme 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 6. maddesindeki genel yetkili mahkeme olan davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olacağı düzenlenmiştir. Ayrıca 6502 Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanuna göre Tüketici davaları, tüketicinin yerleşim yerinin bulunduğu yerdeki tüketici mahkemesinde de açılabileceği düzenlenmiştir. Yani hem genel yetkili mahkeme olan davalı gerçek veya tüzel kişinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceği gibi hem de tüketicinin yerleşim yerinin bulunduğu yerdeki tüketici mahkemesinde de açılabilir.
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi'nin 2021/9465 Esas, 2021/13159 Karar ve 15.11.2021 Tarihli Kararı Dava, taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin iptali ve ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. ... 2. Tüketici Mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından süresinde istinaf edilmesi üzerine... Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi Başkanlığı 13/10/2020 tarih, 2020/188 esas, 2020/133 karar sayılı ilamıyla " mahkemece, söz konusu devre mülk sözleşmesinin feshinin koşullarının anlaşılması halinde, davacı üzerinde yer alan tapunun sözleşmenin feshinin doğal sonucu olarak davalıya iadesi gerekeceğinden tapusu iade edilecek taşınmazın ... İlinde yer aldığı da gözetilmesi gerekir. Taşınmazın aynına ilişkin davalarda kesin yetki kuralı gereğince taşınmazın bulunduğu yer mahkemeleri yetkili olduğu gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun kabulüne, HMK m. 353/1-a-3 uyarınca ...2. Tüketici Mahkemesinin 08/03/2018 tarihli ve 2016/1794 E. 2018/245K. sayılı kararının kaldırılmasına, dosyanın kararı veren...2. Tüketici Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiştir....2. Tüketici Mahkemesince, davanın taşınmazın bulunduğu ... ... Asliye Hukuk Mahkemesinde (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) görülmesi gerektiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ... 1. Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla ) Mahkemesince, davalı tarafça yasal süresinde ve yöntemine uygun şekilde yapılmış yetkisizlik itirazının bulunmadığı, davanın hukuki niteliği gereği kesin yetki kuralı teşkil etmeyen ve yetki itirazı bulunmadığı halde mahkemece kendiliğinden yetkisizlik kararı verilemeyeceği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.
Devre Mülk Hakkı Kat Mülkiyeti Kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır. Mevcut uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinde görülmesi için davaya konu sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi gerekli olmayıp, şekil şartına uyulup uyulmadığı hususunun Tüketici Mahkemesince tartışılarak bir karara varılması gerektiğinden, 6502 sayılı Kanun kapsamındaki uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 73/5. maddesinde tüketici davalarının tüketicinin yerleşim yerinin bağlı bulunduğu mahkemelerde de açılabileceği hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda, dava, taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmelerinin iptali ve ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olup, dava dilekçesi ve dosya kapsamından taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın, davanın ilk açıldığı yer mahkemesi olan ... 2. Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Dava, ön ödemeli konut satış sözleşmesinden dönüldüğünün tespiti ile ödenen meblağın geri ödenmesi istemine ilişkindir. İstanbul Anadolu 7. Tüketici Mahkemesince, sözleşmeye konu taşınmaz Kırıkkale İli, Yahşihan İlçesi, Irmak Köyü, 649 ada, 19 parselde kayıtlı olduğu ve davanın görülmesinde Kırıkkale Asliye Hukuk Mahkemeleri (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) kesin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Kırıkkale 4. Asliye Hukuk (Tüketici mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesince, davacının, davalı ile aralarında düzenledikleri ön ödemeli konut satış sözleşmesinden dönüldüğünün tespiti ve davacı tarafından ödenen meblağın iadesinin talep edildiği, davacının yeri olan "Aydınevler mahallesi ...Maltepe/İstanbul" adresinde dava açıldığı, davalı, süresi içinde ve usûlüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle geleceği gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur. HMK'nın 6. maddesinin birinci fıkrasında "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir." denilerek genel yetkili mahkeme düzenlenmiştir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 73. maddesinin beşinci fıkrasında ise "Tüketici davaları, tüketicinin yerleşim yerinin bulunduğu yerdeki tüketici mahkemesinde de açılabilir.” hükmü mevcut olup, davaya ilişkin olarak kesin yetki düzenlemesi sözkonusu değildir. Ayrıca, HMK'nın 19. maddesine göre, yetkinin kesin olmadığı hallerde yetki itirazı cevap dilekçesinde ileri sürülmelidir; davalı, süresi içinde ve usûlüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir. Somut olayda; ön ödemeli konut satış sözleşmesinden dönüldüğünün tespiti ile ödenen meblağın geri ödenmesi istemiyle dava açıldığı ,davalı tarafından süresinde ve usulüne uygun yetki itirazının olmadığı anlaşılmaktadır. Usûlüne uygun yetki itirazında bulunulmadığı durumlarda ise davanın ilk açıldığı mahkemenin yetkili hale geleceği (HMK 19/son), bu nedenle İstanbul Anadolu 7. Tüketici Mahkemesi'nin yetkili mahkeme olduğu anlaşılmaktadır.
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi'nin 2021/5502 Esas, 2021/10815 Karar ve 04.10.2021 Tarihli Kararı Dava, menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Pamukova Asliye Hukuk (Tüketici mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesince, istirdat davalarında yetkili mahkeme HMK m.6/1 uyarınca davalının yerleşim yeri mahkemesi ve İİK m.72/son uyarınca icra takibinin yapıldığı yer mahkemesidir.Yasal düzenleme, ifade edildiği şekilde olmasına karşın, istirdat davalarında kesin yetki söz konusu değildir ve HMK m. 116/1-a uyarınca "Kesin yetki kuralının bulunmadığı hâllerde yetki itirazı"nın, ilk itiraz olarak cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekmektedir.Davacı HMK'nın 19/2'inci maddesine uygun olarak cevap dilekçesiyle yetki itirazında bulunmuştur ve birden fazla yetkili mahkeme bulunması sebebiyle seçtiği mahkemeyi İstanbul Tüketici Mahkemesi olarak, usulüne uygun şekilde mahkemeye bildirmişolup davalının yetki itirazının kabulü ile mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir. İstanbul 3. Tüketici Mahkemesince, 6502 sayılı Yasa'nın 73/5 maddesi gereği tüketici işlemlerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda tüketicinin ikametgahı mahkemeleri de davaya bakmakla yetkili olup davacının adresininde Pamukova olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 73/5. maddesinde tüketici davalarının tüketicinin yerleşim yerinin bağlı bulunduğu mahkemelerde de açılabileceği hükmü düzenlenmiş olup davacı davayı yerleşim yerinin bulunduğu “Pamukova /Sakarya “ ilinde açmış olduğu anlaşıldığına göre davanın Pamukova Asliye Hukuk (Tüketici mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.