Samsun Cinsel Saldırı Suçu Avukatı, Samsun'da görülen Cinsel Taciz suçlarına ilişkin yapılan yargılamalara ilişkin avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmeti sunar. Avukat, yargı önünde; gerçek ya da tüzel kişilerin haklarını savunan, hukuk ve yasa işlerinde yol gösterici nitelik taşıyan kişiye verilen mesleki unvandır. Avukat kelimesi Latince kökenli olup, tanık olarak mahkemeye çağrılan kimse, savunucu anlamlarına gelmektedir. Avukatlık mesleği, hukuk öğrenimi görmüş, avukatlık stajını tamamlamış ve yasaların gerektirdiği koşulları taşıyan kimseler tarafından icra edilir. Avukatlık kanununa göre avukat, hukuki münasebetlerin düzenlenmesini, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlığın adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını her derecede yargı organları, hakemler, resmi, özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlayan kişidir. Samsun Ceza Avukatı ve Samsun Ceza Avukatları genellikle Samsun'da görülen ceza davaları ile ilgili hizmet vermektedir.
Cinsel Saldırı - Madde 102
(1) Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Cinsel davranışın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on iki yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin eşe karşı işlenmesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikâyetine bağlıdır.
(3) Suçun;
a) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
b) Kamu görevinin, vesayet veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana,
üvey kardeş, evlat edinen veya evlatlık tarafından,
d) Silahla veya birden fazla kişi tarafından birlikte,
e) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak
suretiyle,
işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilen cezalar yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel saldırı için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(5) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.
Basit cinsel saldırı suçu olan TCK 102/1 deki halinde; şikayet süresi, suçun işlendiğinin ve failinin öğrenildiği tarihten başlamak üzere 6 aydır. Mağdur, şikayet hakkını 6 ay içerisinde kullanmaz ise bir daha aynı fiil ile ilgili şikayet hakkını kaybeder. Basit cinsel saldırı suçunda şikayetten vazgeçme, mahkeme tarafından verilen hükmün kesinleşmesine kadar mümkündür.
Cinsel saldırı suçunun TCK 102/2 deki düzenlemesi olan organ veya sair cisim sokarak işlenmesi hali ise kural olarak şikayete tabi değildir. Ancak bu suçun evli kişiler arasında işlenmesi halinde mağdur eşin şikayeti aranır.
Soruşturma aşamasında şikayetten vazgeçilirse savcılık makamı tarafından kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verilerek soruşturma aşaması sonlandırılır şüpheli hakkında ceza davası açılmaz. Ceza davası açıldıktan sonra yani kovuşturma aşamasında şikayetten vazgeçilirse, Asliye Ceza Mahkemesi hakimi tarafından düşme kararı verilerek ceza davasının düşmesi sağlanır.
Ceza Muhakemesi Kanununa göre 253. Maddede hangi suçların uzlaşma kapsamında olduğu belirlenmiştir. Buna göre aynı kanunun m.253/3 hükmü gereğince cinsel dokunulmazlığı karşı işlenen suçlar, şikayete tabi olup olmadığına bakılmaksızın uzlaşma kapsamından çıkarılmıştır. Yani cinsel saldırı suçu uzlaşma kapsamında değildir.
Cinsel saldırı suçunun TCK 102/1 deki halinde yapılan yargılamalar görevli mahkeme olan Asliye Ceza Mahkemesi tarafından görülür.
Cinsel saldırı suçunun TCK 102/2 deki halinde yapılan yargılama ise görevli mahkeme olan Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülür.
Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl (2) veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için;
- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması
-Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması
-Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi, gerekir. Sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez. (Mağdurun uğradığı zararın giderilmesi maddi zarara ilişkindir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesi için kişinin uğradığı manevi zararın giderilmesi şartı aranmaz.)
Açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükümde, mahkûm olunan hapis cezası ertelenemez ve kısa süreli olması halinde seçenek yaptırımlara çevrilemez. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez.
Cinsel saldırı suçunun sarkıntılık düzeyi halinde kalması ve gerekli kanuni unsurların bulunması halinde CMK m. 231 uyarınca Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı verilebilir. Ancak diğer durumlarda verilecek ceza 2 yıldan az olamayacağı için Cinsel Saldırı Suçundan Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması kararı verilebilmesi mümkün değildir.
Cinsel saldırı suçunun cezası yukarıda yazılmıştır.
Cinsel saldırı suçu nedeniyle verilen hapis cezası failin 15 yaşından küçük olması ve suça konu eylemin sarkıntılık düzeyinde kalması halinde adli para cezasına çevrilmesi mümkündür. Ancak diğer hallerde verilecek ceza 1 yıldan fazla olacağı için cinsel saldırı suçunda verilecek hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi mümkün değildir.
Kasten işlenen suçlarda bir yıl ve altındaki hapis cezaları, adli para cezasına çevrilebilir. Taksirle işlenen suçlarda ise ceza miktarına bakılmaksızın tüm cezalar adli para cezasına çevrilebilir. Cinsel taciz suçu yalnızca kasten işlenebilen bir suç olduğu için verilecek hapis cezasının 1 yıl veya daha altında olması halinde adli para cezasına çevrilmesi mümkündür.
Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir. En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsi halleri göz önünde bulundurularak takdir edilir.
Cinsel Saldırı suçunun sarkıntılık düzeyinde kalması ve gerekli kanuni koşulların bulunması halinde TCK m. 51'deki hapis cezasının ertelenmesi mümkündür. Ancak diğer hallerde cinsel saldırı suçunda hapis cezasının ertelenmesi kararı verilebilmesi mümkün değildir.
İşlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilen kişinin cezası ertelenebilir. Bu sürenin üst sınırı, fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş olan kişiler bakımından üç yıldır. Ancak, erteleme kararının verilebilmesi için kişinin;
a) Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmemiş olması,
b) Suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması, gerekir.
(2) Cezanın ertelenmesi, mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi koşuluna bağlı tutulabilir. Bu durumda, koşul gerçekleşinceye kadar cezanın infaz kurumunda çektirilmesine devam edilir. Koşulun yerine getirilmesi halinde, hakim kararıyla hükümlü infaz kurumundan derhal salıverilir.
(3) Cezası ertelenen hükümlü hakkında, bir yıldan az, üç yıldan fazla olmamak üzere, bir denetim süresi belirlenir. Bu sürenin alt sınırı, mahkûm olunan ceza süresinden az olamaz.