Kiracının evden tahliye edilebilmesinde uygulanacak kanun hükümleri TBK m. 350-354 arasında düzenlenmiştir.
TBK madde 355'te ise yeniden kiralama yasağı düzenlenmiştir.
Kiraya veren, gereksinim amacıyla kiralananın boşaltılmasını sağladığında, haklı sebep olmaksızın, kiralananı üç yıl geçmedikçe eski kiracısından başkasına kiralayamaz. Yeniden inşa ve imar amacıyla boşaltılması sağlanan taşınmazlar, eski hâli ile, haklı sebep olmaksızın üç yıl geçmedikçe başkasına kiralanamaz. Kanna göre, kiraya veren, gereksinim amacıyla kiralananın boşaltılmasını sağladığında, haklı sebep olmaksızın, kiralananı üç yıl geçmedikçe eski kiracısından başkasına kiralayamayacaktır. Kanunda söz konusu edilen “haklı sebep”, kiraya verenin kanunda öngörülen sebeplerden birine dayanarak aldığı mahkeme kararını uygulatmak suretiyle, kiracının kiralanandan tahliyesini sağladıktan sonra, üç yıl süreyle kiralananı başkalarına kiraya verme yasağının bir istisnasını oluşturmaktadır. Bir uyuşmazlık durumunda, haklı sebebin mevcut olup olmadığı, hâkim tarafından, somut olaydaki durum ve koşullar göz önünde tutularak değerlendirilecektir. Somut olayda haklı sebebin varlığı kabul edildiği takdirde, kiraya veren üç yıl geçmeden de kiralananı başkalarına kiraya verebilecektir.
Eski kiracının, yeniden inşa ve imarı gerçekleştirilen taşınmazları, yeni durumu ve yeni kira bedeli ile kiralama konusunda öncelik hakkı vardır. Bu hakkın, kiraya verenin yapacağı yazılı bildirimi izleyen bir ay içinde kullanılması gerekir; bu öncelik hakkı sona erdirilmedikçe, taşınmaz üç yıl geçmeden başkasına kiralanamaz. Yeniden inşa ve imar amacıyla boşaltılması sağlanan taşınmazlar, eski hâli ile, haklı sebep olmaksızın üç yıl geçmedikçe başkasına kiralanamayacaktır. Aynı fıkrada, eski kiracının, yeniden inşa ve imarı gerçekleştirilen taşınmazları yeni durumu ve yeni kira bedeli ile kiralama konusunda öncelik hakkı bulunduğu; bu hakkın, kiraya verenin yapacağı yazılı bildirimi izleyen bir ay içinde kullanılması gerektiği; bu öncelik hakkı sona erdirilmedikçe, taşınmazın üç yıl geçmeden başkasına kiralanamayacağı belirtilmektedir.
Kiraya veren, bu hükümlere aykırı davrandığı takdirde, eski kiracısına son kira yılında ödenmiş olan bir yıllık kira bedelinden az olmamak üzere tazminat ödemekle yükümlüdür. Bu hükümlere aykırı davranan kiraya verenlerin, eski kiracıya bir yıllık kira bedelinden az olmamak üzere tazminat ödemekle yükümlü oldukları belirtilmektedir. Fıkrada yapılan düzenleme ile, bu hükümlere aykırı davranan kiraya verenlere, 6570 sayılı Kanunun 16 ncı maddesinde öngörülen cezaî yaptırımların uygulanması sisteminden vazgeçilmiştir. Bunun yerine, eski kiracıya, fıkrada belirtilen tazminatın kendisine ödenmesini isteme hakkı tanınmıştır. Bu tazminatın belirlenmesinde, eski kiracının kiraya verene ödemiş olduğu son dönemin kira bedeli göz önünde tutulacaktır.
Konut ve çatılı işyerlerinin kira sözleşmelerinin ihtiyaç nedeniyle veya inşa ve imar nedeniyle feshedilerek kiraya konu taşınmazın boşaltılmasının sağlanması halinde, ihtiyaç sahibinin kiralananda oturması veya faaliyetini sürdürmesi gerekir. Bu zorunluluk yukarıda anılan yasa hükmünden doğmaktadır. Buna göre, kiraya veren, ihtiyacı nedeniyle kiralananın boşaltılmasını sağladığında, haklı sebep olmaksızın, kiralananı üç yıl geçmedikçe eski kiracısından başkasına kiralayamaz.
Günümüzde değişen ekonomik şartlar veya bir yerin değerlenmesi gibi nedenlerle kiraya verenler, ya eski kiracılarına yüksek bedel artırımı yapamaya çalışmakta ya da haklarını kötüye kullanarak kiralananı başkalarına daha yüksek bedel ile kiralamaktadırlar. Kanun, bu hakkın kötüye kullanımını önlemek amacıyla, taşınmazın, zorunlu neden olmaksızın, ihtiyaç doğrultusunda kullanılmaması ve başkasına kiralanması halinde kiraya veren aleyhine yaptırım öngörmüştür. Bu doğrultuda, kiraya veren 3 yıl geçmedikçe kiralananı eski kiracıdan başkasına kiraya veremeyecektir. Bu hükme aykırılık halinde kiraya verenin tazminat ödeme zorunluluğu vardır. Buna göre, ihtiyaç nedeniyle tahliyeyi sağlayan taraf, üç yıl dolmadan kiralananı başkasına kiraya verdiği takdirde, son yılda ödenmiş olan bir yıllık kira bedelini tazminat olarak eski kiracıya ödemekle yükümlüdür. Kanuni cezai şart niteliğinde olan bu tazminat ancak kiralananın ihtiyaca dayalı tahliyesinden sonra ortaya çıkan haklı bir nedenin varlığı halinde söz konusu olmayacaktır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2017/6483 Esas, 2019/2527 Karar ve 25.03.2019 Tarihli Kararı
Davacı, dava dilekçesinde özetle; 01/12/2007 tarih ve 10 yıl süreli kira sözleşmesine dayalı olarak 01/01/2012 tarihine kadar davalıya ait kiralananı kullandığını, davalının 28/06/2011 tarihinde noter kanalıyla söz konusu taşınmazı iş yeri olarak kullanacağını belirten tahliye talepli ihtarname gönderdiğini, buna istinaden taşınmazı boşalttığını ancak veteriner kliniği olarak işlettiği kiralananı tahliye etmekle beraber yer değişikliği sebebiyle çeşitli mağduriyetler yaşadığını, yeni kiraladığı yer içinde masraflar yapmak, tadilat sebebiyle faaliyetine ara vermek zorunda kaldığını, davalının ihtiyaç sebebiyle tahliye ettirdiği taşınmazı bir başka şahsa yine kanunda düzenlenmiş olan süre dolmadan kiraya vermesinin kanuna aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazı tahliyesinden sonra davalı mülk sahibinin 6098 Sayılı TBK.'nun 355.maddesine aykırı şekilde davranması sebebiyle 1 yıllık stopaj hariç kira bedeli karşılığı olan 35.760 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, cevap dilekçesinde özetle; davacının iş yerini ihtarname nedeniyle boşalttığı iddiasının samimi olmadığını, davacının kiralananı 2011 yılı Aralık ayında kendi rıza ve isteği ile boşaltarak tahliye ettiğini, bu tahliyeden tam bir yıl sonra 01/01/2013 tarihinde Dia Sa ile kira sözleşmesi imzaladığını, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, bilirkişi raporu aldırılarak, bu rapor doğrultusunda TBK'nın 355/son hükmü uyarınca son kira yılında ödenmiş olan aylık kira parası olan 2.980 TL üzerinden bir yıllık kira bedeli tutarı ile sorumlu olduğu, bu tutarında 35.760 TL ye tekabül ettiği, TBK'nın 355.maddesi ve tüm dosya kapsamına göre davalının bu hükme aykırı davranarak dava konusu taşınmazı kiraya verdiği gerekçesiyle açılan davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir. Somut uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 355. maddesi gereğince davacının tahliye ettiği kiralananın üçüncü bir kişiye kiraya verilmesi nedeniyle tazminat talebine ilişkindir. Türk Borçlar Kanununda konut ve çatılı işyeri kiraları 339. ve devamındaki maddelerde düzenlenmiştir. Konut veya çatılı işyeri kirasına ilişkin sözleşmelerin dava yoluyla sona erme şekillerinden olan kiraya verenden kaynaklanan sebepler arasında gereksinim nedeniyle sona erme düzenlenmiş olup TBK m. 350/1'e göre; kiraya veren, kira sözleşmesini; kiralananı kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut ya da işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa, belirli süreli sözleşmelerde sürenin sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde kiraya ilişkin genel hükümlere göre fesih dönemine ve fesih bildirimi için öngörülen sürelere uyularak belirlenecek tarihten başlayarak bir ay içinde açacağı dava ile sona erdirebilir. Yine TBK m. 355/1'e göre kiraya veren, gereksinim amacıyla kiralananın boşaltılmasını sağladığında, haklı sebep olmaksızın, kiralananı üç yıl geçmedikçe eski kiracısından başkasına kiralayamaz ve TBK m. 355/3'e göre kiraya veren, bu hükümlere aykırı davrandığı takdirde, eski kiracısına son kira yılında ödenmiş olan bir yıllık kira bedelinden az olmamak üzere tazminat ödemekle yükümlüdür.
Bu kapsamda değerlendirildiğinde somut olayda taraflar arasında 01.12.2007 başlangıç tarihli 10 yıl süreli çatılı işyeri kirasına ilişkin sözleşme yapılmış olup davalı tarafça 28/06/2011 tarihli ihtarname keşide edilerek noter kanalıyla taşınmaz işyeri olarak kullanılacağından kira sözleşmesinin yenilenmeyeceği bildirilmiş ve ihtarnamenin tebliğinden itibaren altı ay sonra davacının taşınmazı tahliye etmesi talep edilmiştir.
Buna göre yukarıdaki açıklamalar da dikkate alındığında; kiralanan, davacı tarafça, beyanına göre, ihtarname tebliği sonrası 01/01/2012 tarihinde kendiliğinden tahliye edilmiş olup davalının gereksinim nedeniyle açtığı bir tahliye davası ve bu tahliye davası sonucu verilen mahkeme kararının uygulanması suretiyle tahliyenin sağlanması durumu söz konusu olmadığından 355. maddede düzenlenen tazminat koşulları oluşmamıştır. Bu durumda mahkemece davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.