Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat etmek veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldırmak hakaret olarak tanımlanmaktadır.
Kanundaki tanıma göre hakaret suçu iki şekilde işlenebilmektedir.
-Sövmek suretiyle (Örneğin sinkaflı kelimeler, salak, aptal, gerizekalı gibi)
-Somut bir fiil veya olgu isnat etmek suretiyle (Örneğin bir kişinin hırsızlık veya dolandırıcılık yaptığını söylemek)
İsnat edilen ve suç oluşturan fiilin ispat edilmiş olması halinde kişiye ceza verilmez. Bu suç nedeniyle hakaret edilen hakkında kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararı verilmesi halinde, isnat ispatlanmış sayılır. Bunun dışındaki hallerde isnadın ispat isteminin kabulü, ancak isnat olunan fiilin doğru olup olmadığının anlaşılmasında kamu yararı bulunmasına veya şikayetçinin ispata razı olmasına bağlıdır.
İspat edilmiş fiilinden söz edilerek kişiye hakaret edilmesi halinde, cezaya hükmedilir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 14/10/2008 gün ve 170-220 sayılı kararında da belirtildiği üzere; hakaret fiilinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin şeref, haysiyet ve namusu, toplum içindeki itibarı, diğer fertler nezdindeki saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Somut bir fiil ya da olgu isnat etmek veya sövmek şeklindeki seçimlik hareketlerden biri ile gerçekleştirilen eylem, bireyin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte ise hakaret suçu oluşacaktır. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşlara yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir.
Hakaret suçunun temel şekli şikayete bağlı suçlar kategorisinde yer alır. (Kamu görevlisine hakaret suçu takibi şikayete bağlı bir suç olmayıp re'sen soruşturma başlatılması gereken suçtur) Suçun mağduru, hakaret edeni ve hakareti öğrendiği tarihten başlamak üzere 6 ay içerisinde şikayet hakkını kullanmak zorundadır. 6 aydan sonra şikayet edilmesi halinde şikayet süresi yapılmadığında şikayet hakkını kaybedecektir. 6 aylık süre hakaret edeni ve hakareti öğrendiği tarihten itibaren başlar ve en geç dava zamanaşımı süresi içinde kullanılmalıdır.
Hakaret suçunun mağduru, şikayet etmeden önce ölürse, veya suç ölmüş olan kişinin hatırasına karşı işlenmiş ise; ölenin ikinci dereceye kadar üstsoy ve altsoyu, eş veya kardeşleri tarafından şikayette bulunulabilir.
Hakaret suçlarında zamanaşımı 8 yıllık süreye tabidir.
TCK m.125/3 de düzenlenen kamu görevlisine hakaret suçu hariç, tüm hakaret suçları uzlaşma kapsamındadır. Yani kamu görevlisine hakaret suçu hariç başka bir hakaret suçunda uzlaştırma prosedürü uygulanacak, uzlaşma sağlanamazsa kamu davası açılacaktır.
Hakaret suçundan yapılan yargılamalar görevli mahkeme olan Asliye Ceza Mahkemesi tarafından görülür.
Hakaret suçunun temel şekli itibariyle cezası 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası veya adli para cezasıdır.
-Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı
-Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı
-Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle
işlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
*Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır. (alenen hakaret)
*Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır.
- Hakaret suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.
-Bu suçun, kasten yaralama suçuna tepki olarak işlenmesi halinde, kişiye ceza verilmez.
- Hakaret suçunun karşılıklı olarak işlenmesi halinde, olayın mahiyetine göre, taraflardan her ikisi veya biri
hakkında verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.
Hakaret suçunun işlenmesinde mağdurun ismi açıkça belirtilmemiş veya isnat üstü kapalı geçiştirilmiş olsa bile, eğer niteliğinde ve mağdurun şahsına yönelik bulunduğunda duraksanmayacak bir durum varsa, hem ismi belirtilmiş ve hem de hakaret açıklanmış sayılır.
-Sövmek veya somut bir fiil veya olgu isnat etmek suretiyle hakarete uğrayan tarafın ceza davası ve tazminat davası açma hakkı bulunmaktadır.
Ceza davası Cumhuriyet Başsavcılığı'na süresi içinde yapacağı şikayet ve kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren delillerin toplanmasıyla birlikte açılır. Ceza davası Asliye Ceza Mahkemesi tarafından görülür.
Tazminat davası ise hazırlanan dava dilekçesinin Asliye Hukuk Mahkemesi'ne verilmesiyle birlikte açılır.
Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl (2) veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için;
- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması
-Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması
-Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi, gerekir. Sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez. (Mağdurun uğradığı zararın giderilmesi maddi zarara ilişkindir. Hakaret suçu nedeniyle uğranılan doğrudan bir maddi zarar bulunmamaktadır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesi için kişinin uğradığı manevi zararın giderilmesi şartı aranmaz.)
Açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükümde, mahkûm olunan hapis cezası ertelenemez ve kısa süreli olması halinde seçenek yaptırımlara çevrilemez. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez.
Gerekli şartları taşıyan kişi hakkında hakaret suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi halinde, CMK m. 231 uyarınca Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması kararı verilebilir.
Hapis cezasının ertelenmesi, mahkeme tarafından mahkumiyet kararıyla belirlenen hapis cezasının cezaevinde infaz edilmesinden şarta bağlı olarak vazgeçilmesidir. Koşulları varsa hapis cezasının ertelenmesi kararı verilebilir.
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/10863 Esas, 2021/9402 Karar ve 16.03.2021 Tarihli Kararı
Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir. Olay günü sanığın katılan ...’ya yönelik “saygısız” şeklinde kaba hitap tarzı niteliğindeki sözünün, katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle katılan ...’ya yönelik hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, mahkumiyet kararı verilmesi
Yargıtay 18. Ceza Dairesi'nin 2015/11227 Esas, 2016/14515 Karar ve 19.09.2016 Tarihli kararı
Katılanın sanığa göndermiş olduğu mesajda hakkını helal etmeyeceğine yönelik ifadesine sanığın “…bende hakkın varsa Allah rızası için etme, edersen şerefsizsin…” diyerek karşılık verdiğinin anlaşılması karşısında, isnadın şarta bağlı veya bir olasılık halinde dile getirildiği, hakaret etme kastıyla hareket edilmediği gözetilmeden sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi hatalıdır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 2014/756 Esas, 2015/124 Karar ve 21.04.2015 Tarihli Kararı
Olay günü karakola ait araçlar için tahsis edilmiş park yerine aracını park etmek istemesi nedeniyle çevre koruma nöbetçisi olan polis memuru müşteki ile tartışan ve tepkili biçimde aracını patinaj yaptırarak hızlı bir şekilde bulunduğu yerden alarak başka bir yere park edip geri gelen sanığın, karakola girmek istediğinde kendisine nereye gideceğini soran müştekiye hitaben “sana ne lan, sen kimsin, ben istediğim yere gider, istediğim yerden çıkarım, bana kimse karışamaz” şeklinde sözler söylediği, sanığın olumsuz tavrını sözüyle pekiştirdiği, davranışlarının bir bütün halinde görevini yapmakta olan müşteki polis memurunu tahkir etmek amacıyla ve müştekinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edecek nitelikte olduğundan sövmek suretiyle işlenen, hakaret suçunun yasal unsurlarının oluştuğu kabul edilmelidir.