Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış Nedeniyle Boşanma
26 Nisan 2024, 17:38
Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış Nedeniyle Boşanma
Hayata Kast Nedir?
Hayata kast, pek kötü davranış ve onur kırıcı davranış özel boşanma sebebidir. Hayata kasttan bahsedebilmek için gerçekleştirilen fiille öldürmenin amaçlanması yeterli olup, elverişlilik şartına, teşebbüsün niteliğinin araştırılmasına veya hazırlık aşamasından öteye geçilememiş olmasına gerek bulunmamaktadır.
Onur Kırıcı Davranış Nedir?
Onur kırıcı davranış eşlerden birinin diğerinin onurunu, şerefini, haysiyetini kırıcı ve bunlara saldırıcı nitelikteki söz ve davranışlarıdır. Bu davranışlar sadece küfür, aşağılayıcı sözler söyleme, sövme , aile mahremiyetini yayma gibi sözle değil, eşinin amirine gönderilen eşine ilişkin hakaret mektupları gibi yazıyla da işlenebilir. Onur kırıcı davranışın ağır nitelikte olmalıdır. Başka bir deyişle buna maruz kalan eşin derin şekilde kırılması, çevresinde kendisine beslenen saygı ve itibarı azaltacak şekildeki davranışlar ağır olarak nitelendirilmektedir.
Pek Kötü Davranış Nedir?
Pek kötü davranış: Eşlerden birinin diğerine uyguladığı, vücut bütünlüğünü, bedensel veya ruhsal sağlığını bozucu ya da tehlikeye düşürücü davranışlardır. Yargıtay kararlarında bu fiillere örnek olarak dövme ve fiziksel şiddet uygulama , evden kovma, av tüfeğini doğrultmak , zorla çocuk aldırtmak gibi davranışlar gösterilmektedir.
Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış Nedeniyle Boşanma Süresi (Hak Düşürücü Süre ve Zamanaşımı)
Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Bu süre hak düşürücü süre niteliğinde olması sebebiyle hakim tarafından re'sen dikkate alınır.
Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış Nedeniyle Boşanma Affetme
Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma davasında affeden tarafın dava hakkı ortadan kalkmaktadır.
Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış Nedeniyle Boşanma Yargıtay Kararları
Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur.
Davacının ceza kovuşturması sırasında şikayetinden vazgeçmesi hayata kast sebebiyle boşanma davası hakkını ortadan kaldırmaz.
Mahkemece kararın gerekçesine konu edilen, kadının ceza davasında şikayetten vazgeçmesi erkeği cezadan kurtarmaya yönelik olup, erkeği affettiği anlamına gelmediği gibi affın kabul edilebilmesi için kayıtsız şartsız bir irade beyanının mevcut olması ya da en azından affı gösterir fiili bir tutum ve davranışın gerçekleşmesi gerekmektedir. Ayrıca af olgusunu iddia edenin bunu somut delillerle ispatı lazımdır. Kaldı ki, davalı tarafın ilk fiziksel şiddet eyleminden sonra affa dair somut delillerle desteklenmeyen iddiası affın kabulü için de yeterli değildir. Gerçekleşen bu durum karşısında, davalı erkeğin, davacı eşine ikinci kez fiziksel şiddet uyguladığı, kadının ceza dosyasındaki fiziksel şiddete dair raporunda belirtildiği üzere de, erkeğin kadının saçlarını kopardığının anlaşıldığı, bu haliyle davalı erkeğin, davacı kadına pek kötü ve onur kırıcı davranışta bulunduğu anlaşılmakta olup, Türk Medeni Kanununun 162. maddesine dayalı olarak açılan iş bu davanın kabulü gerekirken reddi bozmayı gerektirmiştir. (YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2018/1054 K. 2018/2622 T. 27.2.2018)
Ceza Davası hakkında verilecek hüküm boşanma davasının sonucunu etkileyeceği için sonucu beklenmelidir.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davalı hakkında; eşini bıçakla yaralamak suçundan Kahramanmaraş 3. Sulh Ceza Mahkemesinde 2009/1004 esas sayılı kamu davası açıldığı görülmektedir. Ceza davası hakkında verilecek hüküm, boşanma davasının sonucunu etkileyecektir. Öyleyse sözü edilen ceza davasının sonucunun beklenmesi, neticesine göre karar verilmesi gerekir. Bu husus dikkate alınmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. (YARGITAY 2. Hukuk Dairesi 2010/13696 E., 2011/16296 K. VE 19.10.2011 tarihli Kararı)