Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2019/2599 Esas, 2020/1135 Karar ve 05.03.2020 Tarihli kararı
ÖZET : Dava, taksirle ölüme neden olma eylemi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davalı şirkette çalışan elektrik teknisyenleri ve vardiya amirleri hakkında taksirle ölüme neden olma suçu nedeniyle ceza yargılamasının yapıldığı ve yargılama sonucunda sanıkların olayda herhangi bir kusurlarının bulunmadığı bu itibarla yüklenen suçtan cezalandırılabilmeleri için suçun gerekli yasal unsurlarının olayda gerçekleşmediği gerekçesiyle beraat kararı verildiği ancak kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır.
Ceza davasının sonucu eldeki davayı etkileyeceğinden, kesinleşmesi beklenmeli ve ona göre yapılacak değerlendirme ile karar verilmesi gerekirken bu hususun gözetilmemiş olması hatalı olduğundan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekir.
DAVA : Davacılar ... ve diğerleri vekili tarafından, davalı ... AŞ aleyhine 03/12/2015 gününde verilen dilekçeyle haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 19/06/2018 tarihli karara karşı tarafların istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine dair verilen 18/06/2019 tarihli kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, taksirle ölüme neden olma eylemi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, müvekkillerinin desteği olan ... Cumhuriyeti vatandaşı ...'in olay günü iş çıkışında, bisiklet ile seyir halindeyken bisikletin pedalının kopuk vaziyetteki elektrik tellerine dolanması ve elektrik çarpması sonucu kaldırıldığı hastanede vefat ettiğini, meydana gelen ölüm nedeniyle davalı kurum çalışanlarının kusurlu olduğunu ve haklarında ... 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2015/79 esas sayılı dosyası ile ceza yargılamasının yapıldığını, müteveffanın eşi, çocukları ve anne-babası olan davacıların meydana gelen ölüm nedeniyle maddi ve manevi yönden zarara uğradıklarını belirterek desteğin ölümü nedeniyle oluşan maddi ve manevi tazminatın tahsili isteminde bulunmuştur.
Davalı, kazanın meydana geldiği günde ... ili ve çevresinde fırtına afeti meydana geldiği ve birçok binanın hasar gördüğünü, davalı şirketin elektrik dağıtım şebekelerinde de büyük hasarın meydana geldiğini, birçok mahallede elektrik telinin kopma vakasının yaşandığını, davalı şirketin yaşanan ölüm olayında mücbir sebep nedeniyle kusurunun olmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, alınan kusur ve hesap raporları neticesinde, maddi ve manevi tazminatın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı taraf vekillerince istinaf talebinde bulunulmuştur.
Bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda, ilk derece mahkemesince açıklanan ve benimsenen nedenlerle dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin takdirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasında, usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı gerekçesiyle tarafların istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş; hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosya kapsamından, davalı şirkette çalışan elektrik teknisyenleri ve vardiya amirleri hakkında ... 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2015/79- 2017/27 Sayılı kararı ile taksirle ölüme neden olma suçu nedeniyle ceza yargılamasının yapıldığı, yargılama sonucunda sanıkların olayda herhangi bir kusurlarının bulunmadığı, bu itibarla yüklenen suçtan cezalandırılabilmeleri için suçun gerekli yasal unsurlarının olayda gerçekleşmediği gerekçesiyle beraat kararı verildiği, ancak kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır.
Şu durumda, ceza davasının sonucu eldeki davayı etkileyeceğinden, kesinleşmesi beklenmeli ve ona göre yapılacak değerlendirme ile karar verilmesi gerekirken bu hususun gözetilmemiş olması doğru olmamış, bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK 373/1. maddesi gereğince KALDIRILMASINA ve İlk Derece Mahkemesi kararının HMK 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE ve temiz eden tarafından peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 05.03.2020 gününde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.