Yargıtay 19. Ceza Dairesi'nin 2021/4403 Esas, 2021/7178 Karar ve 24.06.2021 Tarihli Kararı
MAHKEMESİ :Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi
SUÇ : Marka Hakkına Tecavüz
HÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; Suç ve karar tarihinde yürürlükte olan 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/A-1. maddesinde “Başkasına ait marka hakkına iktibas veya iltibas suretiyle tecavüz ederek mal veya hizmet üreten, satışa arz eden veya satan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.” şeklindeki düzenleme ile marka hakkına tecavüz suçunun cezai yaptırımı belirlenmiştir. Buna göre 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/A-1. maddesinde düzenlenen marka hakkına tecavüz suçunun oluşabilmesi için; 1- Başkasına ait marka hakkına iktibas veya iltibas suretiyle tecavüz ederek, 2- Mal veya hizmet üretmek, satışa arz etmek veya satmak fiillerinin gerçekleştirilmesi gerekmektedir. 556 sayılı sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin “Marka hakkına tecavüz sayılan fiiller” başlıklı 61/a maddesi ile atıf yapılan “Marka tescilinden doğan hakların kapsamı” başlıklı 9/2-e maddesinde “İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bir bağlantısı olmaması koşuluyla, işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde, alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük veya benzeri biçimlerde kullanılması” marka hakkı sahibi tarafından yasaklanabilir. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Ulusoy Ticari Yatırımlar Holding A.Ş.’nin vekili aracılığıyla verdiği şikâyet dilekçesi ile Türk Patent Enstitüsü nezdinde 36, 39 ve 42. emtia sınıflarında adlarına tescil edilen Ulusoy+şekil markalarının Türkoğlu Evden Eve Nakliyat firmasının yetkilisi olan sanık tarafından www....com alan adlı internet sitesinde ve evden eve nakliyat hizmetlerinde kullanılmak suretiyle haksız rekabet ve marka hakkına tecavüz suçlarının işlendiğini belirtip, şikayete konu web sitesine ait ekran görüntülerini dosyaya ibraz ettiği olayla ilgili başlatılan soruşturma kapsamında alınan 07/03/2011 tarihli bilirkişi raporunda; 177661, 177662 ve 2000 03908 tescil numaralı Ulusoy+şekil markalarının Ulusoy Ticari Yatırımlar Holding A.Ş. adına tescilli olup, suç tarihinde koruma altında bulunduklarının, şikayet edilen www....com alan adlı internet sitesinin içerik incelemesi yapıldığında verilen her türlü bilgide Türkoğlu Evden Eve Nakliyat ibaresinin kullanılmakta olduğunun, filo fotoğraflarında görülen araçların kasa tentelerinde “Türkoğlu” adının dikkat çektiğinin, internet sitesinin domaini dışında katılan şirket ile irtibatlı başkaca bir bilgi bulunmadığının, ancak domain içinde yer alan “ulusoy” ibaresinin google türündeki arama motorlarında arama yapıldığında aslında katılan şirketle hiçbir bağı bulunmayan sanığa ait şirketin listelenmesine sebep olacağının ve bu şekilde domain içinde kullanımın tüketiciler nezdinde iltibasa yol açacağının belirtildiği, Sanığın kollukta ve Mahkemede; Türkoğlu Nakliyat isimli taşımacılık firmasının sahibi olduğunu, sadece domain adı olarak www....com ismini kullandıklarını ancak site içine girildiğinde Türkoğlu Evden Eve Taşımacılığa ait bilgi ve resimlerin göründüğünü, bu domaini kaybetmemek için kullandıklarını ve suç kastı ile hareket etmediğini savunduğu anlaşılmıştır. Dosya içerisinde mevcut bilgi ve belgelere göre, işaretin internet ortamında “sadece” alan adı olarak kullanılması, marka hakkına tecavüz suçunun seçimlik hareketleri arasında sayılmadığından, sanığın web sitesi içeriğinde katılan şirket adına tescilli “ulusoy” markasını kullanmayıp, www....com şeklindeki domain adresinde kullanmaktan ibaret eyleminin marka hakkına tecavüz suçunu oluşturmayıp, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda düzenlenen haksız rekabet suçunu oluşturup oluşturmayacağı tartışılıp değerlendirilmeden suç vasfında yanılgaya düşülerek yazılı şekilde marka hakkına tecavüz suçundan dolayı hüküm kurulması, Kabule göre de;
1- Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan (suç ve karar tarihinde yürürlükte bulunan) 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/A-1. maddesinde düzenlenen ve sanığın eylemine uyan suçun, CMK'nin 253 ve 254. maddeleri uyarınca uzlaşmaya tabi olması karşısında, anılan maddelerde öngörüldüğü biçimde yöntemine uygun olarak uzlaştırma prosedürünün uygulanması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2- 05/04/2016 tarihinde açıklanan hükümde, kendisini vekil ile temsil ettiren katılan lehine, karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre; 25/10/2011 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararla verilen maktu vekalet ücreti mahsup edilerek (2.600 TL – 1.650 TL= 950 TL) ek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, kurulan hükümde tekrar 1.650 TL’ye hükmedilmek suretiyle fazla vekalet ücreti tayini, Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 24/06/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.